ABD Başkanı Donald Trump'ın ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden almayı düşünmesi, finans piyasalarında büyük yankı uyandırdı. Trump, faiz oranlarının düşürülmesi gerektiğini savunarak Powell’a sert eleştiriler yöneltti. Bu çıkış, Fed'in bağımsızlığına dair endişeleri artırdı ve piyasaları tedirgin etti. Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, para politikasına yönelik siyasi müdahalelerin merkez bankası bağımsızlığına zarar vereceği uyarısında bulundu.
Altın, Güvenli Liman Arayışlarının Başrolünde
Piyasalardaki bu politik baskılar ve belirsizlik ortamı, yatırımcıları altın gibi güvenli limanlara yönlendirdi. Külçe altın, pazartesi günü yüzde 2,9 değer kazandıktan sonra, salı günü ons başına 3.435 dolar seviyesini aşarak tüm zamanların en yüksek değerine ulaştı.
Trump yönetiminin sürdürdüğü ticaret savaşları da yatırımcıların riskli varlıklardan uzaklaşmasına yol açıyor. Özellikle Çin ile yaşanan ekonomik gerilimler, piyasaları kırılgan hale getirirken, altına olan talebi artırıyor. Bu durum, altını yıl boyunca art arda rekor kıran bir yatırım aracı haline getirdi.
Altın destekli borsa yatırım fonları (ETF) son 12 haftadır üst üste büyüme gösterdi. Aynı zamanda dünya genelindeki merkez bankaları da rezervlerine altın eklemeye devam ediyor. Bu eğilim, altının sadece bireysel yatırımcılar değil, kurumsal aktörler için de güvenli bir tercih haline geldiğini gösteriyor.
Altındaki yükselişin hız kazanması, büyük yatırım bankalarının da dikkatini çekti. Goldman Sachs, mevcut yükseliş trendinin devam etmesi halinde 2025 yılının ortalarına kadar altının ons başına 4.000 dolara ulaşabileceğini öngörüyor. Uzmanlara göre, Fed'in bağımsızlığına yönelik tehditlerin artması ve doların zayıflamaya devam etmesi, bu beklentiyi destekleyebilir.